Dünya Siyasetinde Performatif Sosyalleşme: Türki’ye ve Mısır’da İslamcılık Sekülerlik ve Demokrasi*

İsmail Yaylacı

11 Ekim 2014
Değerlendirme:
Kadir Temiz

Bilim ve Sanat Vakfı Küresel Araştırmalar Merkezi’nin TEZAT toplantılarının Ekim ayındaki konuğu İsmail Yaylacı oldu. Sunum her ne kadar Uluslararası İlişkiler literatürüne atıfla başlasa da tez disiplinler arası geçişkenliklerin yoğun olarak ele alındığı ve kavramsal örgülerin siyaset biliminden sosyolojiye ve dil felsefesine kadar çeşitlilik arz ettiği teorik bir zemine yaslanıyor. Dolayısı ile tezin uluslararası ilişkiler disiplini ile ilişkisi ancak Türkiye ve Mısır’da iki siyasal aktörün küresel siyaset normları ile kurdukları ilişki çerçevesinde izah edilebilir ki sunum boyunca bu ilişki Türkiye’de AK Parti, Mısır’da ise İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örneklerinde sıklıkla vurgulanmıştır.

İslam, demokrasi ve sekülerizm gibi kavramların (Yaylacı’ya göre küresel normların) AK Parti ve İhvan gibi siyasal ve toplumsal örgütlenmeler tarafından nasıl anlamlandırıldığı (müzakere edildiği) ana sorusu çerçevesinde şekillenen tezin temel iddiası bu müzakereyi klasik sosyalleşme anlatısı içinde açıklamaya çalışan “pedagojik sosyalleşme” yerine bu müzakereyi daha eleştirel ve farklı bir şekilde ele alan “performatif sosyalleşme” ile açıklamaktır. Yaylacı’ya göre sosyalleşme bir şekilde küresel siyasetin kurumları (normları) ile iletişim geliştirebilme kabiliyetidir. Küresel siyasette var olan bu sosyalleşme literatürde eksik veya yanlış ele alınmaktadır. Örneğin, AK Parti küresel siyasetin normları ile sosyalleşirken İhvan bunu başaramamıştır. Yaylacı’ya göre tezin alt bir sorusu olarak karşımızda duran bu normlara nasıl olup da farklı angaje olunduğu sorusuna cevap veren pedagojik sosyalleşme anlatısı eksik ve sorunlu bir anlatıdır. Performatif sosyalleşme bu süreci farklı ve daha anlaşılır bir şekilde açıklama kabiliyetine sahiptir.

Yukarıdaki tartışmalar çerçevesinde tez üç sacayağına oturmaktadır: 1) Batılı normların batı dışında yayılması amacıyla ortaya konan bir sosyalleşme anlatısı olarak pedagojik sosyalleşme anlatısının tahlili. 2) Bu anlatının küresel siyasetin karmaşık normatif tartışmalarını anlatabilmekten oldukça uzak ve oldukça eksik olduğu çerçevesinde şekillenen pedagojik sosyalleşme eleştirisi. 3) Alternatif bir okuma olarak performatif sosyalleşme tahlili ve onun örnekler üzerinden açıklanması.

Sunumun ilerleyen bölümlerinde sırasıyla bu üç sacayağı üzerine odaklanan Yaylacı, pedagojik sosyalleşme literatürünün İslamcılık tartışmalarını içeren kısımlarını üçe ayırmaktadır. İlk olarak; pedagojik sosyalleşme anlatısını bir geçiş, nakil (transition) anlatısı içinde ele alanlar bu anlatıyı genelde batılı normların batı dışına aktarılması ya da nakli olarak anlamışlardır. Yaylacı’ya göre bu görüş oldukça batı merkezli, seküler ve liberal normları benimsemiş öznelere hitap eden tek tipçi bir yaklaşımdır. İkinci olarak; bu söylem batı ve batı dışı arasında hiyerarşik bir ilişki öngörmektedir. Bu normlar ancak bu normu üreten aktörlerce icbar edilebilir. Son olarak; bu söylemde normatif angajmanlar sürekli ikilikler şeklinde ele alınmaktadır. Örneğin bu normların ya kabulü ya da reddi söz konusudur. Bunun dışında bir alternatif alan yoktur. Pedagojik sosyalleşme anlatısının bu üç sacayağına oturan eksiklikleri ve sorunları alternatif bir alana kapı aralamaktadır. Bu da performatif sosyalleşme olarak karşımıza çıkan ve John Austin’in ortaya attığı dil felsefesi tartışmalarında kurgulanan bir yaklaşımdır. Performatif ifadeler, karşıtı olan constatif ifadelerin aksine dış dünyaya atıfla yanlışlanamaz veya doğrulanamaz ifadelerdir. Bizatihi söylendiklerinde eyleyen ve dolayısı ile öznenin eylemlerinin ifadeleridir. Bu ifadelerin mevcut normlara ve adetlere uygun olması gerekir. Judith Butler’in bu tartışmayı bir adım ileri götürerek toplumsal normların müzakere edilebilirliği ve yeniden üretilebilirliği iddiasını uluslararası siyasete aktaran Yaylacı’ya göre uluslararası siyaset içinde küresel normatif bir kurgu (matris) vardır. Demokrasi ve laiklik çeşitli şekillerde bu kurgunun kurucu normatif öğeleridir. Tezin temel iddiası da aslında AK Parti ve İhvan örnekleri üzerinden bu aktörlerin küresel matris içindeki normlarla nasıl müzakere ettiğini ortaya çıkarmaktır.

Performatif sosyalleşme, pedagojik sosyalleşmenin yukarıda bahsedilen eksik ve sorunlu üç sacayağından biri olan geçiş/nakil anlatısı yerine bir tercüme (translation) ilişkisi öngörmektedir. İkinci olarak batı ve batı dışında hiyerarşik bir ilişki yerine performatif çelişki ve normlara farklı anlamlar yüklemek olarak ifade edebileceğimiz alternatif alanlar sağlar. Son olarak performatif sosyalleşme ikilikleri reddeder. Gerek bir normun temellük edilmesi gerekse de tercüme ile aktarılması sırasında o normun hem içinde hem dedışında kalabilmek mümkündür.

Bu modeli sırasıyla Türkiye’de AK Parti ve Mısır’da İhvan örneklerinin anlaşılması için kullanan Yaylacı her iki ülkedeki farklı tarihsel tecrübeler ve pedagojik sosyalleşme süreçlerinden bahsettikten sonra her iki aktörün de normlarla müzakere ilişkisinin çelişkili olduğunu iddia etmiştir. 2008 yılında AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasının savunma metninde bir yandan laiklik evrensel bir norm olarak kabul edilirken diğer yandan da bu normun Türkiye şartlarında farklı anlaşılması gerektiği çeşitli örneklerle savunulmaktadır. Yaylacı’ya göre AK Parti burada normu aslından koparıp ona yeni anlamlar yükleyerek (fark katarak) onunla performatif bir ilişki kuruyor. Benzer şekilde İhvan da Mısır’da yaşadığı tarihsel tecrübeler altında doğrudan seküler bir devlet değil de “İslami referans çerçevesinde sivil devlet” sloganı ile sekülerizm ve demokrasi ile müzakere etmektedir. “Demokrasi” ve “şura” arasında kurduğu benzerlikler veya İslami demokrasi arayışları da İhvan için bu normlarla geliştirdiği performatif bir ilişki biçimidir.

Sonuç olarak disiplinlerarası niteliği ile demokrasi ve sekülerizm gibi küresel siyasetin temel normlarının AK Parti ve İhvan örneklerinde nasıl alımlandığını araştıran ve anlamaya çalışan bu tezin temel iddiaları yeni bir müzakerenin de önünü açmaktadır.

_________

* Programın orjinal başlığı “Performati ve Socialization in World Politics: Islamism, Secularism and Democracy in Turkey and Egypt”tir.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.