TAM YAYINLAR
23 - Osmanlı Askeri Tarihi
26 Temmuz 2012 Perşembe
BSV Notlar Serisinin yirmi üçüncüsü Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından " Osmanlı Askeri Tarihi " başlığı ile yayınlandı.
Genelde Osmanlı tarihi çalışmalarının özelde ise Osmanlı modernleşmesini ele alan literatürün önemi mesabesinde üzerinde durmadığı konuların en önemlilerinden birisi hiç kuşku yok ki Osmanlı askeri tarihidir. Son zamanlara dek ağırlıklı olarak savaş tarihi ile eş anlamlı görülen ve konunun pek çok boyutunu ihmal eden araştırmaların yerini daha analitik ve kapsamlı çalışmalara bırakması ile birlikte bu alandaki boşlukların kısmen dolmaya başladığını ve böylece Osmanlı klasik devrinin daha sağlıklı bir zeminde ele alınma, Osmanlı modernleşmesinin ise daha anlaşılabilir bir zemine oturma imkânına kavuşmaya başladığını sevindirici bir gelişme olarak kaydedebiliriz. Bu çerçevede Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye Araştırmaları Merkezi olarak Osmanlı tarihinin ve modernleşmesinin bu, öncelikli ve önemli ayağına dair düzenlediğimiz sunumların metinlerini ihtiva eden elinizdeki Notlar literatürde yeterince ele alınmayan bu konuyu efradını cami ağyarını mani bir şekilde olmamakla birlikte etraflıca ortaya koyarak; konuya dair önemli ve yeni bulguları, bakış açılarını, kaynakları ve hakeza konuyu ele almanın problemli yanlarını, yapılması gerekenleri tartışmaya açıyor. Ezcümle, bu metinlerin ilkinde Osmanlı askeri tarihinin en önemli isimlerinden Gabor Agoston’un Osmanlı silah teknolojisini muasırı devletlerle karşılaştırmalı olarak ele aldığı ve Avrupa tarih yazımını sorguladığı kitabına dair sunumu ve tartışmalar yer alıyor. Osmanlı silah teknolojisinin omurgalarından birisini oluşturan Tophane-i Amire ve mezkûr kurum üzerinden Osmanlı topçuluğunun, safhaları, teşkilatı, gelişim ve yayılım alanları ve daha pek çok hususu Salim Aydüz ile bu konuları ele aldığı doktora tezi çerçevesinde yaptığımız tartışmaları ikinci metinde bulabilirsiniz. Günhan Börekçi’nin bir savaş taktiği olarak yaylım ateşini ve bu taktiğin Osmanlı’da ve dünyada ne zaman kullanılmaya başlandığını irdelediği sunumu ise bir yandan askeri tarihimizin detaylarını açıklığa kavuştururken diğer yandan da Osmanlı’dan bağımsız bir dünya tarihi yazmanın mümkün olmayacağını da açık bir şekilde gösteriyor. Yusuf Alperen Aydın ise Osmanlı askeri tarihinin deniz ayağına dair önemli bir konuyu, kadırgadan kalyona geçiş ve bir kadırganın ortaya çıkış sürecini tafsilatlı bir şekilde anlatarak 18. yy. Osmanlı askeri teknolojisine önemli bir katkı sağlıyor. Müteakip metinde ise Kahraman Şakul’un 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarında Fransa’ya karşı Osmanlı-Rusya ittifakı başta olmak üzere konu ile ilgisi itibari ile Osmanlı askeri tarihinin önemli bir kesitine dair tartışması yer alıyor. Notlar’da yer alan son üç konuşma/metin ise Osmanlı modernleşmesinin kilometre taşlarından birisine, yeniçerilik, yeniçeriliğin kaldırılma süreci ve bu sürecin taşradaki yansımaları, söz konusu sürecin meşruiyet zemini sağlamaya yönelik faaliyetlere yoğunlaşıyor. Ezcümle; Fatih Yeşil’in sunumunda yeniçeriliğe ve yeniçerilere alternatif olarak kurulan Nizam-ı Cedit birlikleri, Mert Sunar’ın sunumunda Osmanlı sisteminde siyasal/sosyal muhalefet/denge unsuru olarak yeniçerilik hakkında dikkate değer tespitler bulacak, Fatma Sel Turhan’ın sunumunda ise yeniçeriliğin kaldırılması sonrasında taşrada meydana gelen toplumsal hadiseleri pek çok boyutu ile ele alma imkânı bulacaksınız.[1]
Osmanlı askeri tarihini çeşitli açılardan ele aldığımız bu Notlar’ın yeni çalışmalara ve sorulara kapı aralayacağı ümidiyle…
Yeni Notlar’da görüşmek üzere…
Türkiye Araştırmaları Merkezi
[1] Notlar’da yer vermek istediğimiz bir diğer metin de Gültekin Yıldız’ın 27 Nisan 2009 tarihinde “Osmanlı Kara Ordusunda Yeniden Yapılanma (1826-1839) başlıklı sunumuna ait olacaktı. Ancak bir takım teknik aksaklıklar nedeni ile bu tartışmaya yer veremedik. Gültekin Yıldız’ın bu programda tartıştığımız doktora tezi daha sonra Neferin Adı Yok - Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti’nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826-1839) – adıyla (İstanbul: Kitabevi-2009) kitaplaşmıştır.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ