İran’ın İç ve Dış Politika Gündeminde Son Gelişmeler

Hakkı Uygur

28 Mart 2008
De­ğer­len­dir­me: Emrah Dokuzlu
 
Kü­re­sel Araş­tır­ma­lar Mer­ke­zi’nin Ter­cü­man-ı Ah­val kap­sa­mın­da Mart ayın­da dü­zen­le­di­ği top­lan­tı­lar İran’ın iç ve dış po­li­ti­ka gün­de­min­de­ki son ge­liş­me­ler üze­ri­ne idi. Bu ko­nu üze­ri­ne Tür­ki­ye’de­ki önem­li İran uz­man­la­rın­dan olan Hak­kı Uy­gur ta­ra­fın­dan bir de­ğer­len­dir­me ve su­num ger­çek­leş­ti­ril­di.
De­ğer­len­dir­me­le­ri­ne İran’da­ki son se­çim­ler­le baş­la­yan Uy­gur’a gö­re, as­lın­da bu se­çim­ler bir­çok ge­liş­me­ye işa­ret edi­yor. Bi­lin­di­ği üze­re İran’da son se­çim­ler mu­ha­fa­za­kâr­la­rın üs­tün­lü­ğü ile so­nuç­lan­dı. Bu so­nuç bir­çok­la­rı için sür­priz de­ğil­di. An­cak, Tah­ran gi­bi yo­ğun nü­fus­lu bir şe­hir­de da­hi, ka­tı­lı­mın %30 ci­va­rın­da sey­ret­me­si hay­li şa­şır­tı­cıy­dı. İran İs­lâm Dev­ri­mi’nden bu ya­na ka­tı­lı­mın en dü­şük ol­du­ğu se­çim­ler­den bi­ri ya­şan­dı, ki bu da as­lın­da si­ya­sal bir tep­ki ni­te­li­ği ta­şı­yor­du.
 Ka­tı­lı­mın dü­şük ol­ma­sı ise şu ne­den­le­re bağ­la­na­bi­lir:
1- Top­lum­sal Gü­ven­lik Pro­je­si Ka­nu­nu­nun çı­kar­tıl­ma­sı. Bu ka­nun ile ge­rek er­kek­ler ge­rek­se ka­dın­lar üze­rin­de kı­lık kı­ya­fet dü­zen­len­me­si­ne gi­dil­di.
2- Ben­zin tü­ke­ti­mi­ne ge­ti­ri­len ko­ta. Ah­me­dine­jad ben­zin tü­ke­ti­mi­ne ge­tir­di­ği ko­ta ile ta­ri­hî bir ka­ra­ra im­za at­tı. Böy­le­ce ben­zin tü­ke­ti­min­de %30–40 ci­va­rın­da ta­sar­ruf sağ­lan­dı.
3- Eko­no­mik ge­liş­me­le­rin hal­kı mem­nun et­me­me­si. Özel­lik­le enf­las­yo­nun yük­sek ol­ma­sı hal­kın mem­nu­ni­yet­siz­li­ği­ne yol aç­tı.
Uy­gur’a gö­re, İran’ın si­ya­sî are­na­sın­da iki ku­tup var: Re­for­mist­ler ve Mu­ha­fa­za­kâr­lar. Re­for­mist­ler ra­di­kal bir ni­te­li­ğe sa­hip ol­ma­mak­la be­ra­ber dev­let ya­pı­la­rın­da da­ha de­mok­ra­tik ve li­be­ral bir de­ği­şi­mi ön­gö­rü­yor. Ba­tı ile iliş­ki­le­rin da­ha faz­la iyi­leş­ti­ril­me­si­ni ve Dev­rim­den bu ya­na ge­ri­len iliş­ki­le­rin sü­reç içe­ri­sin­de dü­zel­til­me­si­ni plan­lı­yor­lar. Bu ama­ca en uy­gun si­ya­set­çi portre­si bel­ki Ha­te­mi idi, la­kin o da şu an­da res­mî gö­rev­de de­ğil. Bu­na kar­şın Mu­ha­fa­za­kâr­lar ise, son otuz yıl içe­ri­sin­de da­ha dev­let­çi ha­le gel­di. Re­for­mist­le­rin bü­tün ta­lep­le­ri­ne kar­şı men­fi bir tu­tum ser­gi­le­me­mek­le be­ra­ber, özel­lik­le So­ğuk Sa­vaş son­ra­sı şer güç­ler ta­ra­fın­dan çev­re­le­nen İran’ın böy­le kri­tik bir dö­nem­de de­ği­şi­mi kal­dı­ra­ma­ya­ca­ğı­nı vur­gu­la­ya­rak, bu ze­min üze­rin­den ken­di si­ya­sî meş­ru­iyet­le­ri­ni de­vam et­ti­ri­yor­lar.
Özel­lik­le 11 Ey­lül son­ra­sı, İran ge­rek iç ge­rek­se dış po­li­ti­ka­la­rı­nı gü­ven­lik en­deks­li oluş­tur­ma­ya baş­la­dı. Ken­din­ce hak­lı ne­den­le­ri olan İran, uran­yum zen­gin­leş­tir­me fa­ali­yet­le­ri­ne bu ta­rih­ten son­ra hız ver­di. Bu nok­ta­da İran, Kör­fez ül­ke­le­ri için as­lın­da cid­di bir teh­dit oluş­tur­du; Kör­fez ül­ke­le­ri­nin ta­ma­mı­nın nü­fu­su­nun an­cak Tah­ran’ın nü­fu­su ka­dar et­ti­ği ha­tır­lan­dı­ğın­da te­dir­gin ol­mak­ta hak­lı­lar.
Mah­mud Ah­me­dine­jad’ın si­ya­sî por­tre­si­ne de de­ği­nen Uy­gur, onu İran si­ya­se­ti­nin baş ak­tör­le­rin­den bi­ri ya­pan iki nok­ta­ya dik­kat çek­ti: Tah­ran Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de­ki mü­te­va­zı ya­şa­mı ve Ha­te­mi dö­ne­min­de dü­şük olan pet­rol fi­ya­tı­nın yük­sel­me­si. Pet­rol ko­nu­sun­da da, İran’da pet­ro­lün öne­mi­nin an­la­şıl­ma­dan İran si­ya­se­ti­nin de an­la­şı­la­ma­ya­ca­ğı­nı be­lirt­ti. Zi­ra İran ta­ri­hin­de­ki dev­rim­ler­den bir­ço­ğu­nun al­tın­da ya­tan en önem­li ne­den­ler­den bi­ri­ni pet­rol po­li­ti­ka­la­rı oluş­tu­ru­yor.
 İran’ın iç gü­ven­li­ği ko­nu­sun­da ise iki un­su­run al­tı­nı çiz­di: Po­lis ve Dev­rim Mu­ha­fız­la­rı.
Uy­gur son ola­rak ABD-İran ger­gin­li­ği­ne de­ğin­di. Bu­na gö­re, sa­vaş muh­te­mel se­çe­nek­ler ara­sın­da bu­lun­mu­yor; fa­kat ola­sı bir sa­vaş İran top­rak­la­rı üze­rin­de de­ğil, Lüb­nan ve Irak üze­rin­de ya­şa­na­cak. Ki son bir­kaç yıl­dır ya­şa­nan ha­di­se­ler, bu sü­re­cin kıs­men de ol­sa baş­la­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor. Özel­lik­le İran’ın Irak üze­rin­de­ki si­ya­sî et­ki­si ar­tık ABD ta­ra­fın­dan bile göz ar­dı edi­le­mi­yor.
Gü­nü­müz si­ya­sî ge­liş­me­le­ri için tek ta­raf­lı çok mer­kez­li­lik­ten bah­se­dil­se de, İran’ın Rus­ya ile stra­te­jik or­tak­lı­ğı­nın ya­nı sı­ra, Şan­gay İş­bir­li­ği Ör­gü­tü­ne göz­lem­ci ni­te­li­ğin­den son­ra üye­lik için de baş­vur­ma­sı, dün­ya si­ya­se­tin­de ye­ni­den bir den­ge ara­yı­şı­nı ve çift ku­tup­lu çok mer­kez­li­lik kav­ra­mı­nı ak­la ge­ti­ri­yor.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.