Sinemada Politik Duruş

Sırrı Süreyya Önder

27 Mart 2008        
De­ğer­len­dir­me: Mehmet Ali Özkan
 
SAM si­ne­ma soh­bet­le­ri­nin dör­dün­cü­sün­de Sır­rı Sü­rey­ya Ön­der’i ko­nuk et­tik. Si­ne­ma ve po­li­tik du­ruş ara­sın­da­ki iliş­ki­yi te­mel alan soh­bet, se­na­rist-yö­net­me­nin ken­di ha­yat hi­kâ­ye­si­ni an­lat­ma­sıy­la baş­la­dı. Ol­duk­ça ke­yif­li ve es­pri­li bir üs­lu­ba sa­hip olan Ön­der’i din­le­yen­ler, yö­net­men ken­di ba­şın­dan ge­çen acı olay­la­rı an­la­tır­ken bi­le gü­lüm­se­mek­ten ken­di­le­ri­ni ala­ma­dı­lar.
1962’de Adı­ya­man’da do­ğan Sır­rı Sü­rey­ya Ön­der 12 Ey­lül mağ­dur­la­rın­dan. 1978’de Adı­ya­man Li­se­si’nde öğ­ren­ciy­ken Ma­raş Kat­lia­mı’nı pro­tes­to et­ti­ği için ilk ha­pis ce­za­sı­nı alır. Bu sı­ra­da baş­la­dı­ğı An­ka­ra Üni­ver­si­te­si Si­ya­sal Bil­gi­ler Fa­kül­te­si’nde­ki öğ­re­ni­mi­ni 12 Ey­lül son­ra­sın­da yük­se­köğ­re­nim hak­kı­nı kay­bet­ti­ği için sür­dü­re­mez. Mem­le­ke­ti Adı­ya­man onun için ya­şa­na­cak bir yer ol­mak­tan çık­mış­tır. İs­tan­bul’a ge­lir, kam­yon şo­för­lü­ğü­ne baş­lar. Son­ra ken­di işi­ni ku­rar. An­ne­si­ni Adı­ya­man’dan ge­ti­rip de onun elin­den çı­kan ye­me­ği ye­di­ği gü­nü hiç unu­ta­maz; öy­le ki yıl­lar son­ra Bey­nel­mi­lel’i on­ca zor­luk­tan son­ra çek­me­yi ba­şar­dı­ğın­da bi­le bu ka­dar se­vin­me­ye­cek­tir.
İş­le­ri bir sü­re iyi gi­der. Ev­le­nir, bir kı­zı olur. An­cak, dört yıl son­ra iş­le­ri tek­rar bo­zu­lur. Bu­nun üze­ri­ne yurt­dı­şı­na gi­der, Rus­ya’da, Uk­ray­na’da ça­lı­şır, son­ra tek­rar Tür­ki­ye’ye dö­ner.
Bü­tün bu sü­re bo­yun­ca oku­ma­yı hiç bı­rak­ma­mış, yaz­ma­yı da sür­dür­müş­tür. Oku­duk­la­rın­dan ve ya­şa­dık­la­rın­dan öğ­ren­dik­le­ri­ni har­man­la­ya­rak bü­yük bir ro­man yaz­ma­ya ko­yul­muş­tur. Ay­rı­ca, se­nar­yo ve si­ne­may­la il­gi­li oku­ma­la­rı da cid­dî bir bo­yu­ta eriş­miş­tir. Ha­ya­tı­nın bu nok­ta­sın­da, bir ilân va­sı­ta­sıy­la git­ti­ği se­nar­yo stüd­yo­sun­da Ba­rış Pir­ha­san’a öğ­ren­ci olur. Çe­şit­li atöl­ye ça­lış­ma­la­rı­nın ar­dın­dan se­nar­yo ya­zar­lı­ğın­da ka­rar kı­lar. Di­zi se­nar­yo­la­rı yaz­mak­ta­dır; ama en çok is­te­di­ği, ro­ma­nı­nı se­nar­yo­laş­tı­ra­rak film yap­mak­tır. Ni­ha­yet Bey­nel­mi­lel’in se­nar­yo­su­nu ya­zar. Atıf Yıl­maz se­nar­yo­yu okur, çok be­ğe­nir ve onu ken­di­si da­hil hiç kim­se­ye ver­me­me­si­ni tem­bih­ler. Ön­der, yi­ne de fil­mi çe­ke­bi­le­cek bi­ri­le­ri­ni arar. Bu amaç­la ba­zı ki­şi­ler­le gö­rü­şür.
BKM tam bu­ra­da dev­re­ye gi­rer, son­ra­sı çok hız­lı ge­li­şir. Tek­nik ko­nu­lar­da çok iyi olan Mu­har­rem Gül­mez ile yö­net­men­li­ği pay­laş­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­rek pro­je baş­la­tı­lır. Bey­nel­mi­lel, iki ay ön ha­zır­lı­ğın ar­dın­dan beş bu­çuk haf­ta­da ta­mam­la­nır. An­cak çe­kim son­ra­sın­da, hu­ku­kî mah­zur­lar ne­de­niy­le fil­min 26 da­ki­ka­sı çı­ka­rı­lır ve ye­ni bir fi­nal çe­ki­lir.
Film hem gi­şe­de iyi iş ya­par hem de pek çok fes­ti­val­de ödül­ler alır. An­cak Sır­rı Sü­rey­ya Ön­der’in asıl ödü­lü, bu fil­min “sa­mi­mi­ye­ti­ne” ya­pı­lan vur­gu­dur.
Ön­der, öç alı­cı, kö­şe­li şey­le­ri sev­me­di­ği­ni, an­cak yi­ne de fil­me çok us­tu­rup­lu şe­kil­de ye­di­ril­miş bir­kaç fis­ke­den ken­di­ni ala­ma­dı­ğı­nı, dik­kat­li ara­nır­sa film­de bun­la­rın bu­lu­na­bi­le­ce­ği­ni be­lir­ti­yor. An­cak sa­nat açı­sın­dan as­lın­da bu­nu bi­le yap­ma­nın doğ­ru ol­ma­dı­ğı­na ina­nı­yor.
Film­de­ki fo­toğ­raf çek­tir­me sah­ne­si­ne da­ir bir so­ru üze­ri­ne, bu sah­ne­ye in­san­la­rın gül­dü­ğü­nü, oy­sa bu sah­ne­yi ya­zar­ken ken­di­si­nin içi­nin yan­dı­ğı­nı be­lir­ti­yor. Bu sah­ne­nin ay­nı za­man­da, için­den gel­di­ği sol ce­na­ha yö­ne­lik bir hi­civ de ta­şı­dı­ğı­nı söy­lü­yor. Zi­ra ona gö­re “İki ki­şi­lik bir aşk­tan or­ta­ya çı­ka­cak bir ra­yi­ha, bü­tün dev­rim­ler­den çok da­ha önem­li. Ne ya­pı­lır­sa aşk ile ya­pı­lır; bu­ra­da kas­te­di­len de fi­zik­sel aşk de­ğil.” 
Bey­nel­mi­lel’de­ki ge­ven­de­ler gi­bi öte­ki­ler üze­rin­den yaz­ma­yı se­vi­yor Ön­der; çün­kü ken­di­si­nin de öte­ki ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor. Bun­dan son­ra ya­za­cak­la­rın­da da öte­ki­li­ğin önem­li yer tu­ta­ca­ğı­nı ek­li­yor.
Tür­ki­ye’de 12 Ey­lül ile top­lu­mun tüm kat­man­la­rı­nı içi­ne alan bir he­sap­laş­ma­nın he­nüz ya­şan­ma­dı­ğı­nı, bun­dan hâ­lâ ge­ri du­rul­du­ğu­nu, an­cak ba­zı­la­rı­nın bu ka­dar ağır bir so­rum­lu­lu­ğu si­ne­ma­ya yük­le­me­ye ça­lış­tı­ğı­nı dü­şü­nü­yor. Si­ne­ma­nın en ni­ha­ye­tin­de bir sa­nat ese­ri ol­du­ğu­na, on­dan böy­le­si ağır gö­rev­ler bek­le­ne­me­ye­ce­ği­ne ina­nı­yor.
Yi­ne de si­ne­ma­cı­nın gös­ter­dik­le­ri ka­dar gös­ter­me­dik­le­rin­den de so­rum­lu ol­du­ğu­nu be­lirt­me­den ede­mi­yor. Bu bağ­lam­da üze­rin­de ya­şa­dı­ğı­mız coğ­raf­ya­da, muk­te­dir­le­rin, teh­li­ke­li bul­duk­la­rı şey­le­ri on­la­rın içi­ni bo­şalt­mak su­re­tiy­le ber­ta­raf et­tik­le­ri­ni, bu pis işi de ço­ğun­luk­la ken­di­le­ri yap­mak ye­ri­ne içe­ri­de­ki eh­li­yet­siz­le­re yap­tır­dık­la­rı­nı ha­tır­la­tı­yor. Araç­la ama­cın ko­lay­lık­la yer de­ğiş­ti­re­bil­di­ği, do­la­yı­sıy­la, uya­nık ol­mak ge­rek­ti­ği, ak­si tak­dir­de bu de­ğir­me­ne her­ke­sin su ta­şı­ya­ca­ğı ika­zı­nı ya­pı­yor.
Tür­ki­ye’de­ki se­nar­yo ya­zı­mı ko­nu­su­na da de­ği­nen Ön­der, biz­de ka­rak­te­re ye­te­rin­ce me­sai har­can­ma­dı­ğı­na dik­kat çe­ki­yor. Ken­di­si­nin bir ka­rak­te­rin film­de gö­rün­me­ye­cek pek çok yö­nü­ne bi­le ka­fa yor­du­ğu­nu, ka­rak­te­ri ta­nı­ma­nın o ka­rak­te­rin ken­di di­li­ni ger­çek­ten ko­nu­şa­bil­me­si için el­zem ol­du­ğu­nu söy­lü­yor.
Ta­sav­vuf­la il­gi­li bir ça­lış­ma dü­şü­nüp dü­şün­me­di­ği so­ru­su­na da, ken­di­si­nin di­nî eği­tim al­dı­ğı­nı, öy­le bir film ya­pa­cak olur­sa “ter­ki terk et­mek” üze­ri­ne bir film yap­ma­yı dü­şü­ne­ce­ği ce­va­bı­nı ve­ri­yor.
So­nuç ola­rak, Sır­rı Sü­rey­ya Ön­der, ha­ya­tı­nı sa­mi­mi­yet ek­se­ni­ne otur­tu­yor ve en çok da vic­da­nı­nı yas­tık ya­pa­rak hu­zur­lu bir uy­ku­ya da­la­bil­me­yi önem­se­di­ği­ni her fır­sat­ta vur­gu­lu­yor.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.