Başlangıcından Günümüze İran Çocuk Edebiyatı

Huşeng Muradi Kermani

7 Kasım 2009
De­ğer­len­dir­me: Elif Konar
 
Sa­de­ce ül­ke­si İran’da de­ğil ulus­la­ra­ra­sı ca­mia­da da ta­nı­nan ödül­lü ya­zar Hu­şeng Mu­ra­di Ker­ma­ni ile yap­tı­ğı­mız soh­bet, özel­de İran ço­cuk ede­bi­ya­tı ve Ker­ma­ni’nin ya­zı ha­ya­tı, ge­nel­de ço­cuk ede­bi­ya­tı bağ­la­mın­da ger­çek­leş­ti. Ya­za­ra çe­vi­ri ko­nu­sun­da yar­dım­cı olan Vey­sel Baş­çı, ya­za­rın kı­sa bir bi­yog­ra­fi­siy­le prog­ra­mı baş­lat­tı.
Ker­ma­ni, 1944 İran do­ğum­lu. Ya­yım­lan­mış 16 ki­ta­bı olan Ker­ma­ni’nin 5 ki­ta­bı Ne­za­hat Baş­çı ta­ra­fın­dan Türk­çe­ye ka­zan­dı­rıl­mış. İs­veç Hü­kü­me­ti ta­ra­fın­dan ve­ri­len As­trid Lind­gren Ödü­lü’ne 2010’da üçün­cü kez aday gös­te­ri­len Ker­ma­ni, 2000’de UNI­CEF Ço­cuk Özel Ödü­lü ve 1992’de Hans Chris­ti­an An­der­sen Jü­ri Özel Ödü­lü de dâ­hil ol­mak üze­re pek çok ulus­la­ra­ra­sı ödü­lün sa­hi­bi. İran’ın ço­cuk ede­bi­ya­tı ala­nın­da ön­de ge­len, dün­ya­ca ün­lü isim­ler­den Ker­ma­ni’nin eser­le­ri, baş­ta Al­man­ca, İn­gi­liz­ce, Fran­sız­ca, Fe­le­menk­çe, İs­pan­yol­ca, Er­me­ni­ce ol­mak üze­re çe­şit­li dil­le­re çev­ril­miş ve pek çok film­de se­nar­yo met­ni ola­rak kul­la­nıl­mış. Ay­rı­ca bu film­ler de film fes­ti­val­le­rin­de ödül­ler al­mış.
Bu kı­sa ta­nış­ma­nın ar­dın­dan Ker­ma­ni, ara­mız­da ço­cuk ede­bi­ya­tı ala­nın­da bir uz­man ola­rak de­ğil sa­de­ce bu alan­da ya­zan bir ya­zar ola­rak bu­lun­du­ğu­nu ifa­de ede­rek söz­le­ri­ne baş­la­dı. Ya­zar ol­mak ile ço­cuk ede­bi­ya­tı ala­nın­da uz­man ol­ma­nın fark­lı şey­ler ol­du­ğu­nu be­lirt­ti.
Ço­cuk ede­bi­ya­tı ala­nı­nın ge­rek İran’da ge­rek­se Tür­ki­ye’de ba­kir bir alan ol­du­ğu­nu, bu alan­da uz­man­la­rın ye­tiş­me­di­ği­ni, ama bir ta­raf­tan da ye­ni ye­ni fi­liz­len­me­le­rin söz­ko­nu­su ol­du­ğu­nu vur­gu­la­ma­yı ih­mal et­me­di. Ül­ke­sin­de ar­tık ço­cu­ğa da­ha sos­yal bir de­ğer ver­me­ye baş­la­dık­la­rı­nı an­lat­tı. As­lın­da ül­ke­sin­de ço­cuk ede­bi­ya­tı­nın kö­ken­le­ri­nin çok es­ki­le­re İs­lâm ön­ce­si dö­ne­me da­yan­dı­ğı­nı; İs­lâm son­ra­sı dö­nem­de de kla­sik ede­bi­yat­ta, ço­cuk­la­rı il­gi­len­di­ren ve ta­lim, ter­bi­ye ba­bın­dan bö­lüm­ler ol­du­ğu­nu be­lirt­ti. Her top­lu­mun ço­cu­ğa ba­kı­şı­nın fark­lı ol­du­ğu­nu vur­gu­lar­ken söy­le­di­ği cüm­le­ler bi­zim ül­ke­mi­ze de pek ya­ban­cı de­ğil­di doğ­ru­su:
Sü­rek­li ko­lay­cı­lı­ğa ka­çar, bu mey­ve­nin (ço­cu­ğun) piş­me­si­ni, ye­tiş­me­si­ni bek­le­riz. Ye­tiş­tik­ten son­ra da bi­ze gel­me­si­ni di­ler, on­dan na­sıl ya­rar­la­na­ca­ğı­mı­zı plan­la­rız. Evet, bu bi­zim kla­sik ba­kış açı­mız.
İran’a -gü­nü­müz an­la­mın­da- ço­cuk ede­bi­ya­tı­nın, or­yan­ta­list­le­rin eliy­le gel­di­ği­ni; ço­cuk ede­bi­ya­tı­nı kap­sa­yan halk ma­sal­la­rı ve an­la­tı­la­rı­nın es­ki­den de ol­du­ğu­nu ama da­ğı­nık bir şe­kil­de bu­lun­du­ğu­nu; mo­dern dö­nem­le il­kin halk ma­sal­la­rı­nın top­la­na­rak ço­cu­ğa su­nul­du­ğu­nu ve şi­ir­ler, halk ma­sal­la­rı, ti­yat­ro me­tin­le­ri­nin ha­zır­lan­dı­ğı­nı vur­gu­la­dı. Çağ­daş ço­cuk ede­bi­ya­tı­nın, ilk ön­ce ter­cü­me akı­mıy­la baş­la­dı­ğı­nı be­lirt­tik­ten son­ra ül­ke­sin­de, ço­cuk ede­bi­ya­tı­nın ilk dö­nem­le­rin­de en bü­yük so­run­lar­dan bi­ri­si­nin “bü­yük­le­rin ken­di dü­şün­dük­le­ri­ni ço­cu­ğa ver­me is­te­ği” ol­du­ğu­na dik­kat çek­ti:
Bü­yük­ler, biz na­sıl dü­şü­nü­yor­sak ço­cuk­lar da öy­le dü­şün­sün is­ti­yor­lar­dı. Ne­ye sa­hip­se­ler ço­cuk­la­rın da onun gi­bi ol­ma­sı­nı bek­li­yor­lar­dı. Me­se­la bü­yük­le­re söy­le­ne­cek söz­le­ri ço­cuk­la­ra söy­le­di­ler. Do­lay­lı an­la­tım­da en bü­yük mal­ze­me ço­cuk­tu, ço­cuk­la­rı kul­lan­dı­lar.
Meş­ru­ti­yet’ten son­ra İran’da “Ço­cuk Ki­tap­la­rı Şu­ra­sı”nın ku­rul­du­ğu­nu, bu şu­ra­nın özel­lik­le öğ­ret­men ve eği­tim­ci­le­rin­den oluş­tu­ğu­nu; ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar­la da ir­ti­bat­lı ça­lış­tı­ğı­nı be­lirt­ti. Bu ku­ru­lun en önem­li ça­lış­ma­la­rın­dan bi­ri­si­nin de “ço­cuk ede­bi­ya­tı­nı te­ori­ze et­me­le­ri ve aka­de­mik ala­na çek­me­le­ri” ol­du­ğu­nu; ço­cuk ede­bi­ya­tı ala­nın­da uz­man gö­rüş­le­ri bil­dir­di­ği­ni; ay­rı­ca özel bir şu­ra ola­rak dev­le­te bağ­lı ol­ma­dı­ğı­nı vur­gu­la­dı. Bu şu­ra ile il­gi­li di­ğer önem­li nok­ta da “her gö­rüş­ten in­san”a yer ve­ril­me­siy­di.
Bu­nun dı­şın­da bir di­ğer ku­ru­lun “Ço­cuk Dü­şün­ce ve Ge­liş­tir­me Vak­fı” ol­du­ğu­nu an­lat­tı. Aka­de­mis­yen­ler­den olu­şan bu va­kıf, Şah’ın ka­rı­sı Fe­rah Peh­le­vi ta­ra­fın­dan ku­rul­muş. Ço­cu­ğa hi­tap eden ya­zar­la­rın da bu­luş­ma nok­ta­sı ol­muş. Bu­gün İran’da ço­cuk ya­za­rı, yö­net­men vs. kim var­sa bu ku­rul­dan çık­mış. Ay­rı­ca ku­rul, ge­niş mad­dî im­kân­la­ra da sa­hip ol­du­ğu için pek çok ça­lış­ma­ya im­za ata­bil­miş (si­ne­ma, ki­tap bas­ma vs.). İran’ın en üc­ra kö­yü­ne ka­dar kü­tüp­ha­ne gö­tü­re­rek ço­cuk oku­yu­cu­la­ra ulaş­mış. Ker­ma­ni, “Ge­nel ola­rak söy­le­ye­yim, be­nim ül­ke­min ço­cuk­la­rı, bu­gün ço­cuk ede­bi­ya­tı­na aşi­na ol­muş­lar­sa bu iki ba­ğım­sız ku­ru­lun ça­lış­ma­la­rı ile ol­muş­lar­dır” cüm­le­siy­le bu iki ku­ru­lu­şun İran’da ço­cuk ede­bi­ya­tı­na hiz­met­le­ri­nin öne­mi­ne dik­kat çek­ti.
Ker­ma­ni’nin su­nu­mun­dan son­ra soh­bet, ka­tı­lım­cı­la­rın so­ru­la­rı doğ­rul­tu­sun­da de­vam et­ti. Ki­tap­la­rın­da­ki ço­cuk di­li­ni na­sıl oluş­tur­du­ğu­nu, hi­ka­ye­le­rin na­sıl ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne da­ir dü­şün­dük­le­ri­ni, İran’da­ki mo­dern ede­bi­ya­tın du­ru­mu­nu ve da­ha pek çok me­rak et­ti­ği­miz so­ru­yu hiç çe­kin­me­den so­ra­bil­dik. Ay­rı­ca dik­kat­li okur­lar ola­rak, Me­cit’in Ma­ce­ra­la­rı’nda­ki Me­cit’in ya­za­rın ken­di­si ol­du­ğu­nu te­yit et­tir­me­yi de ih­mal et­me­dik.
Ya­zı se­rü­ve­ni­ni özet­le­me­si ve ge­nel mâ­nâ­da okur­la­rın ya­za­rı ta­nı­ma­sı adı­na Ker­ma­ni soh­be­tin­den, ba­zı al­tı çi­zi­li sa­tır­la­rı­mı da ak­tar­mak ge­rek­li ve ye­rin­de ola­cak­tır dü­şün­ce­sin­de­yim:
Sa­de yaz­mak için ça­ba sarf et­mi­yo­rum. Ol­du­ğu­mu ya­zı­yo­rum. Dün­ya­ya ba­kış açım da bu­dur. Bu­nu kim­se­ye öğ­re­te­mem, bu ba­kış açı­sı be­nim za­tım­da olan ba­kış açı­sı. Dü­şün­ce­mi en sa­de cüm­le­ler­le, en sa­de an­la­tım­la na­sıl an­la­tır­sam öy­le ya­za­rım. Çok do­ğal söz­cük­le­ri kul­la­nı­rım. Her­ke­sin an­la­ya­bi­le­ce­ği şe­kil­de yaz­ma­ya ça­lı­şı­rım.
Ço­cuk gi­bi dü­şü­nü­yo­rum.
Ge­nel­de be­ni şöy­le be­tim­ler­ler: Yaz­dık­la­rı gi­bi olan adam.
Ço­cuk­lar Al­lah’ın ya­rat­tı­ğı en arı du­ru en te­miz var­lık­lar­dır. Bu var­lık­lar üze­rin­den ne­den sa­vaş, ide­olo­ji vs. yü­rü­te­lim. Biz de bu te­miz­li­ğiy­le ka­bul ede­lim on­la­rı. Ço­cuk­la­ra kar­şı sa­da­ka­ti gös­te­re­bil­mek çok önem­li­dir. Hiç­bir za­man ço­cuk­lar­da­ki sa­da­ka­ti ve te­miz­li­ği boz­ma­ya­lım.
Ne za­man­ki biz, bir ya­zı­nın kim ta­ra­fın­dan ya­zıl­dı­ğı­na bak­ma­dan gü­zel olup ol­ma­dı­ğı­nı sor­gu­lar­sak o za­man ço­cuk­la­rı­mı­za bir şey­ler ve­re­bi­li­riz. Ki­min yaz­dı­ğı­na bak­ma­dı­ğı­mız gü­ne ge­lir­sek iş­te o za­man ba­şa­rı­lı olu­ruz.
Tan­dır ki­ta­bı­nın gi­ri­şin­de­ki, Ber­lin’de ödül alır­ken yap­tı­ğı ko­nuş­ma­sın­da “Ben, in­san zih­ni­nin şi­ir ve ha­yal­ler­le do­lu ol­du­ğu bir ül­ke­de­nim. Ya­şa­ma ve et­ra­fa ba­kıp öy­kü­ler ya­zan ço­cuk ruh­lu bir ya­za­rım” di­ye­rek na­sıl tam da ço­cuk gi­bi dü­şün­dü­ğü­nü ve han­gi pen­ce­re­den yaz­dı­ğı­nı çok gü­zel özet­le­yen Ker­ma­ni, soh­be­ti, ki­tap­la­rın­dan ba­zı­la­rı­nı im­za­la­yıp Bi­lim ve Sa­nat Vak­fı Sa­nat Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi bün­ye­sin­de­ki Ço­cuk Ede­bi­ya­tı Ki­tap­lı­ğı­na he­di­ye ede­rek ve mem­nu­ni­yet­le­ri­ni be­lir­te­rek son­lan­dır­dı.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.