Türkiye’de Medya ve Milliyetçilik: Kurgu ve Gerçeklik

Z. Feyza Akınerdem

KAM Tercüman-ı Ahval
 
20 Nisan 2007                
De­ğer­len­dir­me: Şeref Yiğit
 
Kü­re­sel Araş­tır­ma­lar Mer­ke­zi Ter­cü­man-ı Ah­val Ni­san ayı top­lan­tı­sı çer­çe­ve­sin­de Bo­ğa­zi­çi Sos­yo­lo­ji bö­lü­mün­den Zey­nep Fey­za Akı­ner­dem, ül­ke­miz­de son yıl­lar­da ar­tış gös­te­ren di­zi film fur­ya­sı­nı mer­cek al­tı­na ala­rak, di­zi fi­lim­ler üze­rin­den kur­gu­la­nan ger­çek­lik­le­ri sor­gu­la­dı­ğı “Tür­ki­ye’de Med­ya ve Mil­li­yet­çi­lik: Kur­gu ve Ger­çek­lik” baş­lık­lı ça­lış­ma­sı­nı sundu ve gö­rüş alış­ve­ri­şin­de bu­lun­du.
Kül­tü­rel alan için­de med­ya me­tin­le­ri, na­sıl ku­ru­lur ve na­sıl oku­nur? Bu me­tin­ler ile iz­le­yi­ci­nin ya da oku­run iliş­ki­si na­sıl yo­rum­la­na­bi­lir? Bu iliş­ki, hem me­tin­le­ri oku­yan-ya­zan ara­sın­da­ki bir güç iliş­ki­si, hem de me­tin­de yer alan çe­şit­li güç iliş­ki­le­ri açı­sın­dan ana­liz edi­lir­se, bu ana­liz­den mil­li­yet­çi­lik açı­sın­dan ne tür bir iliş­ki or­ta­ya çı­ka­rı­la­bi­lir? Mil­li­yet­çi­li­ğin, teo­rik ola­rak Tür­ki­ye bağ­la­mın­da kı­sa bir ta­nı­mın­dan son­ra bu ve ben­ze­ri so­ru­la­ra ce­vap ara­yan Akın­der­dem te­zi­ni kı­sa­ca şu şe­kil­de te­mel­len­dir­miş­tir:
Be­ne­dict An­der­son’un, mil­le­ti Ha­ya­lî Ce­ma­at­ler ola­rak ta­nım­la­ma­sı, mil­li­yet­çi­li­ğin kül­tü­rel bo­yu­tu­na vur­gu yap­ma­sı, kav­ram­sal çer­çe­ve­de mil­li­yet­çi­li­ğe ye­ni bir ba­kış açı­sı ka­zan­dır­mış­tır. An­der­son’a gö­re mil­li­yet­çi söy­le­mi oluş­tu­ran an­lam­lar, pre-ka­pi­ta­lizm de­di­ği ba­sın yo­luy­la ger­çek­le­şi­yor­du. Or­tak bir dil ve ba­kış açı­sı içe­ren ya­yın­lar, he­def kit­le­si­ne, ken­di­si­ni bir ce­ma­at ola­rak ta­hay­yül et­me im­kâ­nı ve­ri­yor­du. Bu ta­nı­mıy­la mil­let, bir içer­me yo­luy­la ku­ru­lu­yor­du. Bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da, mil­li­yet­çi­li­ğin kül­tü­rel bo­yu­tu­na bir içer­me pra­ti­ği ola­rak dik­kat çe­ker­ken, bu içer­me­nin ay­nı za­man­da dı­şa­rı­da bı­rak­ma yö­nü olan bir ik­ti­dar ara­cı ol­du­ğu me­se­le­si­ne pek vur­gu yap­ma­mış­tı. Hin­dis­tan­lı sos­yal bi­lim­ci Part­ha Chat­ter­je­e, bu ek­sik­li­ği, “Ki­min Ha­ya­lî Ce­maa­ti?” baş­lı­ğıy­la An­der­son’u eleş­tir­di­ği ma­ka­le­sin­de vur­gu­la­mış­tı. Sö­mür­ge son­ra­sı top­lum­la­rın mil­li­yet­çi­lik kur­gu­la­rı­nın Ba­tı top­lum­la­rın­da ku­rul­muş bi­lim ve ge­liş­me söy­lem­le­rin­den gel­me­si Chat­ter­je­e’ya gö­re Ba­tı’nın ik­ti­dar ala­nı­na yer­leş­tir­mek­tey­di. Di­ğer bir de­yiş­le mil­li­yet­çi­lik­ler ara­sın­da­ki ana fark, sö­mür­ge­ci-sö­mür­ge far­kı­na da­ya­nı­yor­du. Sö­mür­ge mil­li­yet­çi­li­ği­nin ana so­ru­nu sö­mür­ge­ci­den far­kın ne­re­de ve na­sıl ku­ru­la­ca­ğı idi. Böy­le­ce An­der­son, mil­li­yet­çi­li­ği kül­tü­rel düz­lem­de ele alın­ma­sı ge­re­ken bir söy­lem par­ça­sı ola­rak ku­rar­ken, Chat­ter­je­e, mil­li­yet­çi söy­le­me iliş­kin kül­tür-ik­ti­dar bağ­lan­tı­sı­nı vur­gu­la­mış­tı.
“Sö­mür­ge son­ra­sı top­lum­lar­da sö­mür­ge­ci-sö­mür­ge ara­sın­da­ki güç iliş­ki­si içe­ri­sin­de mil­le­tin özü­nün na­sıl ku­ru­la­ca­ğı me­se­le­si­ni Tür­ki­ye bağ­la­mın­da na­sıl dü­şü­ne­bi­li­riz?” so­ru­suy­la de­vam eden Akı­ner­dem, Türk mil­li­yet­çi­li­ği­nin en önem­li mit­le­rin­den olan; “hiç­bir za­man ko­lo­ni­leş­me­miş bir mil­let ol­ma ha­li”ni ye­ni­den de­ğer­len­di­re­rek bir an­lam­da bu­nu ya­pı bo­zu­mu­na uğ­rat­mış­tır.
Bu­na gö­re, ko­lo­ni­leş­me, dün­ya­nın bel­li böl­ge­le­ri­nin em­per­ya­list güç­ler ta­ra­fın­dan doğ­ru­dan yö­ne­til­me­si du­ru­mun­dan zi­ya­de, 15. yüz­yıl son­ra­sı Av­ru­pa ve Ba­tı­lı mo­der­ni­te­nin öte­ki yü­zü­nü oluş­tu­ran ya­yıl­ma, araş­tır­ma, fet­het­me, ga­lip gel­me, ko­lo­ni­zas­yon ve em­per­ya­list he­ge­mon­ya sü­reç­le­ri ola­rak ta­nım­la­na­bi­lir. Bu sü­reç­ler kül­tü­rel sü­reç­ler­den ba­ğım­sız de­ğil­dir. Bu ko­lo­ni­zas­yon sü­re­ci­ni top­lum­la­rın ba­ğım­sız­laş­ma sü­reç­le­ri ta­kip eder. Ko­lo­ni­leş­me sü­re­cin­de bir di­zi mo­der­ni­zas­yon sü­re­ci­ne ma­ruz ka­lan top­lum­lar, ken­di mil­lî elit­le­ri­ni bu sü­reç­te üret­miş­ler­dir. Chat­ter­je­e, bu elit­le­ri sı­nıf­sal bir ta­nım­la­ma­ya so­kar. Bu­na gö­re, post-ko­lon­yal sı­nıf, ger­çek ma­na­sıy­la or­ta­da kal­mış­tır. Mo­dern Ba­tı’nın ge­ri­de bı­rak­tı­ğı mo­der­ni­te­nin ni­met­le­ri di­ye­bi­le­ce­ği­miz ar­zu nes­ne­le­ri­ni mu­ha­fa­za eder­ken, bir yan­dan da ulus dev­le­tin sı­nır­la­rı ile ör­tü­şe­cek olan mil­le­tin öz kül­tü­rü­nü kur­ma mis­yo­nu­nu or­ta sı­nıf­lar üst­len­miş­ler­dir; ya­ni ko­lo­ni­leş­me son­ra­sı top­lum­lar ken­di mo­der­nist de­ne­yi­mi­ni Ba­tı’ya re­fe­rans­la ta­nım­la­yıp öl­çek­len­di­rir­ken bir yan­dan da ken­di için­de sı­nıf­sal olan bir güç iliş­ki­si için­de ken­di­le­ri­ni bir mil­let ola­rak ta­nım­la­ma­ya ça­lış­mış­lar­dır. Bu açı­dan Tür­ki­ye res­mî bir ko­lo­ni­leş­me sü­re­ci ya­şa­ma­dan ken­di mil­lî elit­le­ri­ni üret­miş ve bu elit­ler va­sı­ta­sıy­la öz­nel­li­ği­ni Ba­tı’ya re­fe­rans­la ta­hay­yül eden bir post-ko­lon­yal top­lum ha­li­ne gel­miş­tir. Hiç­bir za­man tam ola­rak içi­miz­de ida­re­ci ve­ya yö­ne­ti­ci ola­rak yer al­ma­mış olan Ba­tı, 19. yüz­yıl­dan be­ri hem teh­dit hem de ar­zu nes­ne­si ola­rak bir ha­ya­let gi­bi ara­mız­da yer al­mış­tır. Bu açı­dan Tür­ki­ye’nin mo­dern­leş­me sü­re­ci­ni, bir ar­zu ve kor­ku iliş­ki­si/çe­liş­ki­si çer­çe­ve­sin­de ir­de­le­yen ko­nuş­ma­cı, ar­zu­lar de­ni­len pa­ke­tin içi­ne, Cum­hu­ri­yet’in sı­nıf­sız-im­ti­yaz­sız top­lum ar­zu­su, eşit­lik, öz­gür­lük, re­fah, te­miz so­kak­lar gi­bi kav­ram­la­rı ko­yar­ken di­ğer ta­ra­fa ise de­ğer­le­ri kay­bet­me kor­ku­su­nu koy­muş­tur. Tür­ki­ye’de top­lum­sal alan­da ya­şa­nan bu ka­zan­ma ar­zu­su ve kay­bet­me kor­ku­su, çö­zü­mü im­kân­sız tra­jik prob­lem­le­re se­be­bi­yet ver­mek­te­dir.
Mo­der­ni­te­nin ar­zu­la­rı­mı­zı ger­çek­leş­ti­rip ge­çek­leş­ti­re­me­ye­ce­ği bir ya­na, bu ar­zu­lar-kor­ku­lar kül­tü­rel ola­rak mo­dern­leş­me sü­re­ci­nin bir par­ça­sı ola­rak kod­lan­mış­tır. Tan­zi­mat ro­man­la­rın­dan gü­nü­müz te­le­viz­yon di­zi­le­ri­ne ka­dar bu iki­lik çe­şit­li kül­tü­rel form­la­ra ko­nu ol­muş­tur. Ör­ne­ğin mil­li­yet­çi­lik, Tür­ki­ye’de mo­dern­li­ğin hem ge­re­ği hem de üret­ti­ği kor­ku­la­rın önem­li bir kay­na­ğı ha­li­ne gel­miş­tir. Bu kor­ku, mil­le­tin bir yan­dan de­ğer­le­ri­ni yi­tir­me kor­ku­su bir yan­dan da uzak­la­şıl­mak is­te­ni­len geç­mi­şe dön­me kor­ku­su, ya­ni dev­let el­den gi­di­yor-ir­ti­ca kor­ku­su ola­rak kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır. Bu te­mel kor­ku­la­rı bes­le­yen, sü­rek­li­lik ka­zan­dı­ran en te­mel araç ise med­ya ol­muş­tur.
Bu bağ­lam­da “Tür­ki­ye’de son dö­nem­de su yü­zü­ne çı­kan, da­ha doğ­ru­su çı­kar­tı­lan mil­li­yet­çi­lik kav­ra­mı, med­ya­nın top­lum önü­ne sun­du­ğu, ka­za­nı­lan de­ğer­le­ri kay­bet­me kor­ku­su ola­rak yo­rum­la­na­bi­lir. Sı­nıf­sal ola­rak halk de­di­ği­miz top­lu­mun önü­ne çı­kar­tı­lan, Av­ru­pa Bir­li­ği’ne ve­ri­len ta­viz­ler, Kıb­rıs me­se­le­sin­de AKP’nin ge­ri adım at­ma­sı ve Ku­zey Irak’ta ya­şa­nan ge­liş­me­ler (Gü­ney­do­ğu el­den gi­di­yor) gi­bi med­ya­tik ta­hay­yül­ler kor­ku­lar bü­tü­nü, halk­ta mil­li­yet­çi­lik duy­gu­la­rı­nın kök­leş­me­si­ni (ne­ga­tif an­lam­da) sağ­lar­ken, Trab­zon olay­la­rı, Hrant Dink ci­na­ye­ti ve Malatya’da sal­dı­rı gi­bi olay­la­ra se­be­bi­yet ver­miş­tir. Top­lum­sal ke­si­min üst sı­nıf­la­rın­da ise AKP’nin si­ya­sal ba­şa­rı­sı, ‘Cum­hu­ri­yet el­den gi­di­yor!’ kor­ku­su­nu üret­miş ve bu­na tep­ki ola­rak da mil­li­yet­çi­li­ğin bir baş­ka adı olan Ulu­sal­cı­lı­ğın ze­min bul­ma­sı­nı sağ­la­mış­tır.”

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.