Harf Harf Kadınlar

KAM İhtisas Sempozyumu
 
26 Mayıs 2007               
De­ğer­len­dir­me: F. Samime İnceoğlu
 
Mo­dern­leş­me tec­rü­be­mi­ze bak­tı­ğı­mız­da Ba­tı’da­ki ge­liş­me­le­re pa­ra­lel ola­rak ka­dın im­ge­si­nin ka­te­go­rik bir ol­gu/en­ti­te ola­rak va­re­di­lip dev­let ve mil­le­tin te­rak­ki et­me ve me­de­ni­leş­me­sin­de ve top­lum­sal dö­nü­şü­mün ger­çek­leş­me­sin­de mer­ke­zî bir ko­nu­ma otur­tul­du­ğu­nu gör­mek­te­yiz. Gü­nü­müz­de, geç­miş­te ka­dın­nın cin­si­yet te­mel­li kur­gu­la­nan kim­li­ği­nin ve bu­na bağ­lı ola­rak ka­dı­na bi­çi­len top­lum­sal ge­li­şim ve de­ği­şim­de­ki mer­ke­zî ro­lün ha­len fark­lı te­za­hür­le­ri­nin gün­dem­de ol­ma­sı bi­zi Na­zi­fe Şiş­man’ın sem­poz­yu­mun ilk otu­ru­mun­da­ki ko­nuş­ma­sın­da be­lirt­ti­ği gi­bi “kü­re­sel dün­ya­nın de­ği­şen ni­te­li­ği­ni, kim­lik po­li­ti­ka­la­rı ve cin­si­yet di­na­mik­le­ri çer­çe­ve­sin­de an­la­ma”k üze­re oku­ma­lar yap­ma­ya sevk et­ti. Dü­zen­le­di­ği­miz Harf Harf Ka­dın­lar baş­lık­lı bu ih­ti­sas sem­poz­yu­mu ile siz­ler­le, Şiş­man’ın baş­kan­lı­ğın­da Bi­lim ve Sa­nat Vak­fı Kü­re­sel Araş­tır­ma­lar Mer­ke­zi bün­ye­sin­de baş­lat­tı­ğı­mız “Ka­dın Kim­li­ği Üze­rin­den Çağ­daş Kül­tür Oku­ma­la­rı” baş­lık­lı atöl­ye ça­lış­ma­sın­da edin­di­ği­miz bi­ri­kim­le­ri­mi­zi pay­laş­tık. Ali Pul­cu’nun açış ko­nuş­ma­sıy­la baş­la­yan sem­poz­yum­da bir­bi­rin­den fark­lı ko­nu­lar­da top­lam do­kuz teb­liğ su­nul­du.
“Mo­dern­leş­me­nin Veç­he­le­ri ve Ka­dın So­ru­nu” baş­lı­ğı­nı ta­şı­yan bi­rin­ci otu­rum­da atöl­ye­nin ama­cı­nı ve ça­lış­ma­la­rı­nı, sem­poz­yu­mun ha­zır­lan­ma­sın­da­ki te­mel kal­kış nok­ta­la­rı­nı din­le­yi­ci­le­re ak­ta­ran Şiş­man, ay­rı­ca feo­dal dö­nem­den mo­dern dö­ne­me ge­çiş­te ka­dın im­ge­si­nin de­ği­şi­mi, ka­dı­nın top­lum­sal bir ka­te­go­ri ola­rak or­ta­ya çı­kı­şı ve cin­si­yet te­mel­li ka­dın kim­li­ği­nin olu­şu­mu üze­rin­de dur­du. Otu­rum baş­kan­lı­ğı­nı da yü­rüt­tü­ğü bu otu­rum­da Şiş­man, sem­poz­yu­mu­nun üst baş­lı­ğı­nın ne­den Harf Harf Ka­dın­lar ol­du­ğu­nu da şu cüm­le­ler­le di­le ge­tir­di:
“Gü­nü­müz­de ka­dın­la il­gi­li bas­kın bir cüm­le var. Ka­dın ko­nu­su bel­li bir ta­kım slo­gan­lar eş­li­ğin­de ko­nu­şu­la­bi­li­yor an­cak. ‘Ka­dın­lar ta­rih bo­yun­ca ezil­miş­tir; bir cin­sel­lik si­ya­se­ti ola­rak fe­mi­nizm, ka­dın­lar için iyi ola­nı be­lir­le­ye­cek ye­gâ­ne yol­dur’ şek­lin­de özet­le­ye­bi­le­ce­ği­miz bir cüm­le bu. Ama cüm­le­miz, bu cüm­le üze­rin­de it­ti­fak et­miş de­ği­liz. En azın­dan biz, bu bas­kın cüm­le­nin dı­şın­da, slo­gan­lar­dan yo­la çık­ma­yan bir yak­la­şı­mı be­nim­se­dik ve ye­ni ke­li­me­ler üret­mek için ön­ce harf­ler­den baş­la­dık. Şu an sem­poz­yum ko­nu­la­rı­nın si­ze da­ğı­nık gi­bi gel­me­si de bu yüz­den.”
Bi­rin­ci otu­ru­mun ilk teb­li­ği Za­hi­de Tu­ba Kor’un ha­zır­la­dı­ğı “Ya­hu­di Ka­dı­nın Mo­dern­leş­me Tec­rü­be­si ve İs­ra­il Ör­ne­ği” üze­ri­ney­di. Kor teb­li­ğin­de, Ya­hu­di ka­dı­nın mo­dern­leş­me sü­re­cin­de di­nî inanç­la­rı­nın ken­di­ne biç­ti­ği rol ile mo­dern, la­ik de­ğer­ler ara­sın­da­ki yüz­leş­me­si­ni/ça­tış­ma­sı­nı ele al­dı ve Ay­dın­lan­ma sü­re­cin­de ge­le­nek­sel Ya­hu­di ka­dın an­la­yı­şın­da­ki dö­nü­şü­mü ve Ya­hu­di fe­mi­niz­mi­ni, fark­lı coğ­raf­ya­lar­da ya­şan Ya­hu­di ka­dın­la­rın bir­bi­rin­den fark­lı tec­rü­be­le­ri ışı­ğın­da, özel­lik­le İs­ra­il ör­ne­ği üze­rin­den or­ta­ya koy­du.
“Rus­ya’da Ce­di­dizm ve Müs­lü­man Ka­dın Ha­re­ke­ti” baş­lık­lı ikin­ci teb­liğ­de Se­vinç Al­kan Öz­can, XIX. yüz­yı­lın son çey­re­ğin­de Rus­ya’da Ka­zan Ta­tar­la­rı ara­sın­da or­ta­ya çı­kan re­form ha­re­ke­ti­nin ka­dın söy­le­mi­ni ir­de­le­di. Al­kan, bu bağ­lam­da, Rus­ya Müs­lü­man­la­rı­na öz­gü Ce­di­dizm ha­re­ke­ti­nin Se­le­fi yak­la­şı­mı­na de­ği­ne­rek re­form­cu Ta­tar ay­dın­la­rın –özel­lik­le eser­le­rin­de ka­dın me­se­le­si­ne yer ve­ren Gas­pı­ra­lı İs­ma­il Bey ve kı­zı Şe­fi­ka Gas­pı­ra­lı, Ah­met Ağa­oğ­lu ve Mu­sa Ca­rul­lah Bi­gi­ye­fin- ka­dın ko­nu­sun­da­ki ar­gü­man­la­rı­nı ve yak­la­şım­la­rı­nı de­ğer­len­dir­di.
Bi­rin­ci otu­ru­mun son teb­li­ğin­de Hi­lal Tu­ran “‘Na­mus­lu An­ne’den ‘Öz­gür Ka­dın’a: Türk Si­ne­ma­sın­da De­ği­şen Ka­dın İm­ge­si”ni in­ce­le­di. Bir sa­nat da­lı ve kit­le ile­ti­şim ara­cı olan si­ne­ma­yı “top­lum­sal de­ğiş­me­le­re ışık tu­tan bir ay­na” ola­rak ni­te­le­yen Tu­ran, teb­li­ğin­de “bir top­lum­da var olan cin­si­yet rol­le­ri­ni ve bu rol­ler­de za­man­la ya­şa­nan de­ği­şi­mi si­ne­ma­nın dö­nem­sel ti­po­lo­ji­si ve ka­rak­ter su­nu­mun­da­ki de­ği­şim üze­rin­den oku­ma”nın müm­kün­lü­ğün­den ha­re­ket­le Türk si­ne­ma­sın­da öne çı­kan ka­dın ka­rak­ter ve tip­le­me­le­rin su­nu­mun­da­ki de­ği­şi­mi ana­liz et­ti. Tu­ran’a gö­re, Türk si­ne­ma­sın­da 80’li yıl­la­ra ka­dar fe­da­kâr an­ne ve na­mus­lu eş şek­lin­de ifa­de edi­le­bi­le­cek ge­le­nek­sel bir rol üst­le­nen ka­dın, 80’ler­den iti­ba­ren ge­le­nek­sel ka­lıp­lar­da ya­şa­nan cid­di bir kı­rıl­ma ile cin­sel öz­gür­lük­çü bi­re­ye ev­ril­di. Bu de­ği­şi­min ne­de­ni­ni, dö­ne­min ta­ri­hî, top­lum­sal ve eko­no­mik özel­lik­le­ri açı­sın­dan ele alan Tu­ran, Türk si­ne­ma­sın­dan seç­ki­ler­le ka­dın ti­po­lo­ji­sin­de­ki bu de­ği­şi­mi or­ta­ya koy­du.
Fat­ma Ka­ra­bı­yık Bar­ba­ro­soğ­lu’nun baş­kan­lı­ğın­da­ki ikin­ci otu­ru­mun ko­nu­su “Os­man­lı Top­lu­mun­da Mo­dern­leş­me ve Ka­dın­lık” idi. Bu otu­ru­mun ilk teb­li­ğin­de Fat­ma Şen­soy, “Os­man­lı Top­lu­mun­da Ka­dın­la­rın Eği­ti­mi” üze­rin­de dur­du. İki ana bö­lüm­den olu­şan teb­li­ğin­de ilk ola­rak Os­man­lı ka­dı­nın mo­dern­leş­me ön­ce­si dö­nem­de na­sıl bir eği­tim sü­re­cin­den geç­ti­ği­ne yer ve­ren Şen­soy, ikin­ci ola­rak Mo­dern­leş­me sü­re­cin­de ye­ni­leş­me ve de­ğiş­me ça­ba­la­rı için­de oluş­tu­rul­muş yay­gın ve ör­gün eği­tim ku­rum­la­rı bağ­la­mın­da ka­dın­la­rın de­ği­şen ve ge­li­şen eği­tim­le­ri­ne dik­kat çek­ti.
Otu­ru­mun ikin­ci teb­li­ğin­de Fat­ma Tunç Ya­şar, “İlk Ka­dın Der­gi­le­rin­de ‘Ka­dın­lık’: İf­fet­li ve Mek­tep­li” baş­lı­ğı al­tın­da ka­dın­la­ra yö­ne­lik ilk sü­re­li ya­yın ola­rak ka­bul edi­len 1869 yı­lın­da Te­rak­ki ga­ze­te­si­nin ila­ve­si ola­rak ya­yın ha­ya­tı­na baş­la­yan, if­fet­li ka­dın­la­rın iler­le­me­si an­la­mı­na ge­len Te­rak­ki-i Mu­had­de­rat ile ilk ka­dın der­gi­si ola­rak ni­te­len­di­ri­len ilk sa­yı­sı 1884’te ya­yın­la­nan, her­han­gi bir ga­ze­te­nin ya da ya­yı­nın eki ol­mak­sı­zın baş­lı ba­şı­na sa­de­ce ka­dın­lar ta­ra­fın­dan, ka­dın­la­rın oku­ma­sı için çı­ka­rı­lan, çi­çek bah­çe­si an­la­mı­na ge­len Şü­kû­fe­zar’ın içe­ri­ği üze­rin­den ka­dın­lık ko­nu­su­nu ele al­dı. Tunç’a gö­re, mek­tep­li ka­dı­nın der­gi­si ola­rak ni­te­len­di­ri­len Şü­kû­fe­zar’ı ken­di­den ön­ce­ki ve son­ra­ki bir­çok der­gi­den ayı­ran en önem­li özel­lik ka­dı­nın ro­lü­nün sa­de­ce ev için­de ta­nım­lan­ma­ma­sı­dır. Ka­dın­la­rı eğit­me­ye ve bi­linç­len­dir­me­ye yö­ne­lik ma­ka­le­le­rin bu­lun­du­ğu Te­rak­ki-i Mu­had­de­rat ise ka­dın için eği­tim mer­kez­li bir de­ği­şim mo­de­li ön­gör­mek­te­dir. Bu bağ­lam­da er­kek­le­re da­ha ka­mu­sal rol­ler bi­çer­ken, ka­dın­la­ra da ev ve ai­le mer­kez­li rol­ler biç­mek­te­dir.
İkin­ci otu­ru­mun son teb­li­ği “İlk Mu­har­ri­re­miz Fat­ma Ali­ye’nin Gö­zün­den Dö­ne­mi”ne iliş­kin F. Sa­mi­me İn­ce­oğ­lu’nun sun­du­ğu teb­liğ­di. İlk mu­har­ri­re­miz Fat­ma Ali­ye’nin Ah­met Cev­det Pa­şa ve Za­ma­nı ad­lı ça­lış­ma­sı baş­ta ol­mak üze­re di­ğer ça­lış­ma­la­rı ve tef­ri­ka ya­zı­la­rı üze­rin­den dö­ne­mi­ne iliş­kin gö­rüş­le­ri­ni de­ğer­len­di­ren İn­ce­oğ­lu’na gö­re, Fat­ma Ali­ye, söy­le­di­ği şey­le­ri bü­yük bir me­de­ni­yet men­su­bu ol­ma­nın ken­di­si­ne ka­zan­dır­dı­ğı öz­gü­ven için­de söy­le­mek­te­dir. Tan­zi­mat dö­ne­mi ve son­ra­sın­da­ki si­ya­sî ve ik­ti­sa­dî ge­liş­me­ler­le il­gi­li gö­rüş­le­ri­ni eser­le­riy­le di­le ge­ti­ren Fat­ma Ali­ye’nin asıl üze­rin­de dur­du­ğu hu­sus dev­le­tin be­ka­sı ve te­rak­ki ede­rek me­de­ni mil­let­ler ara­sın­da yer al­ma­sı için ka­dın­la­rın eği­ti­mi ve top­lum­sal ha­ya­ta ka­tı­lı­mı­dır.
Sem­poz­yu­mun son otu­ru­mu “Var­lık Ta­sav­vu­ru, Kim­lik ve Ka­dın” ko­nu­su­na ay­rıl­mış­tı. Ümit Me­riç’in baş­kan­lı­ğın­da­ki bu üçün­cü son otu­ru­mun ilk teb­li­ği Hü­mey­ra Ağ­ca’nın “İr­fa­nî Öğ­re­ti­nin Var­lık Ta­sav­vu­run­da Cin­si­yet: Mü­zek­ker ve Mü­en­nes” baş­lık­lı teb­li­ğiy­di. İkin­ci­si Se­vim Zeh­ra Ka­ya’nın “‘Ka­dın İn­san’ ve ‘İn­san Ka­dın’: Ha­li­de Edip ve Sa­mi­ha Ay­ver­di’nin Ro­man­la­rın­da Ka­dın Kah­ra­man­lar” ve üçün­cü­sü As­lı­han Ak­man’ın “Tür­ki­ye’de Dö­nü­şen Ta­sav­vuf Pra­tik­le­ri: Bir Grup Ka­dın Su­fi Üze­rin­de De­ğer­len­dir­me­ler” baş­lık­lı teb­liğ­le­riy­di.
Otu­ru­mun ilk teb­li­ğin­de İs­lâm’ın ir­fa­nî var­lık ta­sav­vu­run­da cin­si­ye­tin ye­ri ele alın­mak­ta­dır. Son iki yüz­yıl­dır top­lum­sal ve si­ya­sal bir muh­te­va ka­za­nan cin­si­yet me­se­le­si­nin salt bu bağ­lam­da ele alın­ma­sı­nın –top­lum­sal ve si­ya­sal ana­liz­le­rin ya­pıl­ma­sı­nın za­ru­re­ti­ni ka­bul et­mek­le be­ra­ber- uf­ku­mu­zu da­ralt­tı­ğı­na de­ği­nen Ağ­ca, me­se­le­nin me­ta­fi­zik bo­yu­tu­nu göz ar­dı et­me­me­nin öne­mi­ne dik­kat çek­ti. Ko­nu­yu Sac­hi­co Mu­ra­ta’nın Ta­o of Is­lam ad­lı ese­rin­de yer ver­di­ği mu­ta­sav­vıf ve âlim­le­rin or­ta­ya koy­du­ğu bi­ri­kim ve Mu­ra­ta’nın çiz­di­ği iz­lek üze­rin­den de­ğer­len­dir­di­ği­ni be­lir­ten Ağ­ca, teb­li­ğin­de ilk ola­rak ilâ­hî isim­le­rin, ten­zih ve teş­bih, ce­lal ve ce­mal şek­lin­de­ki iki­li ya­pı­sı­na yer ver­di. Ar­dın­dan es­ma­nın mü­zek­ker ve mü­en­nes ni­te­lik­ler­de te­za­hü­rün­den ha­re­ket­le, er­kek ve ka­dı­nın ha­ki­ka­ti, ya­ra­tı­lış sü­re­cin­de­ki rol­le­ri ve cin­si­yet fark­lı­lık­la­rı­nın ne­de­ni­ni or­ta­ya koy­ma­ya ça­lış­tı.
Bu otu­ru­mun ikin­ci teb­li­ğin­de S. Zeh­ra Ka­ya, Ha­li­de Edip ve Sa­mi­ha Ay­ver­di’nin ka­dın me­se­le­si­ne yak­la­şım tarz­la­rı­nı in­ce­le­di ve her iki ya­za­rın da çe­şit­li ro­man­la­rı üze­rin­den ko­nu­yu ana­liz et­ti. Ka­ya’ya gö­re, ay­nı ta­rih­sel dö­nü­şü­mün fark­lı ev­re­le­ri­ne ta­nık­lık eden Ha­li­de Edip ile Sa­mi­ha Ay­ver­di, Türk ka­dı­nı­nın kim­li­ği me­se­le­si­ne da­ir kap­sam­lı, et­ki­li de­ğer­len­dir­me­ler ve öne­ri­ler­de bu­lun­muş­lar­dır. Ay­rı­ca, ro­man­la­rın­da çiz­dik­le­ri ide­al ka­dın­lar ile Cum­hu­ri­yet’in res­mi ka­dın söy­le­mi­ne eleş­ti­ri­ler ge­ti­rip al­ter­na­tif­ler sun­muş­lar­dır.
Sem­poz­yu­mun son teb­li­ğin­de As­lı­han Ak­man, Ke­nan Ri­fai ge­le­ne­ğin­den ge­len ve Sa­mi­ha Ay­ver­di’nin öğ­ren­ci­le­rin­den bir ka­dın Su­fi’yi/öğ­ret­me­ni ve öğ­ren­ci­le­ri­ni ko­nu edi­ne­rek gü­nü­müz­de yay­gın/po­pü­ler bir ni­te­lik ka­za­nan ta­sav­vu­fî akım­la­rı de­ğer­len­dir­di. Sos­yo­lo­jik bir ça­lış­ma­nın ürü­nü olan bu teb­li­ğin­de Ak­man, ge­nel­de kü­re­sel dü­zen­de ev­ren­sel­ci su­fi ha­re­ket­le­ri özel­de de Ce­mal­nur Sar­gıt ve öğ­ren­ci­le­ri bağ­la­mın­da de­ği­şen ve dö­nü­şen ta­sav­vu­fî pra­tik­le­ri ana­liz et­ti.

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.