TAM YAYINLAR
25 - Yayınevleri ve Yayıncılık Üzerine Sohbetler
18 Ekim 2012 Perşembe
Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin TAM Sohbet program çatısı altında düzenlediği dizi toplantılardan bir tanesini de, ilerleyen sayfalarda metinleri yer alan; konuk yayınevlerin serüvenleri ve yayın politikaları merkezli olmak üzere, yayıncılık tarihimiz ve sektörün temel problemlerine dair tartışmaların da yapıldığı Yayınevi Sohbetleri teşkil etti. Bu toplantı dizisini oluştururken öncelikli amacımız; ilgili yayınevinin hangi saiklerle kurulduğu, basmayı tercih ettiği kitaplara hangi beklentileri yükledikleri, sektördeki yeri, karşılaştığı siyasi/ekonomik vd. problemlerin neler olduğu, geleceğe dair beklenti ve kaygıları ve bu arada dergi yayıncılığı gibi hususlara dair önemli tutamak noktalarına sahip olmaktı. Zira bu sayede sadece yayıncılığın yakın tarihini değil, bununla beraber, çağdaş Türk düşüncesinin 70’li yıllardan itibaren aldığı seyrin, milliyetçi muhafazakâr çevrelerin bu seyir içindeki yeri ve dönüşümünü de görme fırsatı da elde etmiş olacaktık.
Program dizimizde altı yayınevi temsilcisi ile sohbetler düzenledik. Bunlardan ilkinde Hece Yayınları ve Hece Dergisi’ni temsilen ve onları merkeze alarak İbrahim Çelik ile yerli bir edebî duruşun imkânları ve gelenek-edebiyat ilişkisi, edebiyatta evrensellik iddiası üzerine yoğunlaşan bir çerçevede Hece’yi ve Türk yayıncılığını ele aldık. Programımızın bir sonraki ayağında ise İnkılâb Yayınları’ndan Hasan Güneş ile İslamî hassasiyet sahibi bir yayınevi olarak İnkılâb’ın ortaya çıkışı, ideolojik kaygıları ve 1980 öncesi siyasi atmosferi içerisinde yayıncılığın taşıdığı misyon ve fonksiyonları üzerine, Türkiye’nin geçirdiği siyasi/sosyal dönüşümün yayınevi politikaları üzerindeki etkileri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Hâkeza Pınar Yayınları’ndan Cevat Özkaya ile yaptığımız program da gerek İslamî aktivist hareketler ve gerekse İslamî yayıncılık tarihi açısından önemli bilgileri içeren bir muhteva arzetti. Bu sohbette; bir yandan Pınar’ın ideolojik ve dinî referansları ve seyri, bir yandan da ülkücü-islamcı kutuplaşmasının dönüm noktaları, öğrenci hareketlerinin bu düzlemdeki yerine dair önemli detay ve anekdotları bulabilirsiniz. Milliyetçi-muhafazakâr kesimin en eski yayı4nevlerinden birisi olan Ötüken Neşriyat’ın ortaya çıkış süreci, yayın politikası, sektörün gidişatı ve temel problemleri, siyasal skalanın sağ cenahında yer alan yayınevlerinin kitap dağıtım problemlerini çözmeye yönelik girişimler ve bu minvalde Anda Dağıtım’ın kuruluş ve kapanış süreçleri yayınevinin kurucularından Ahmet İyioldu’nun sunumunda tebarüz eden temel meseleler oldu. Bir sonraki programımızda Kudret Emiroğlu ile kısmen Kebikeç Yayınları ve ağırlık-lı olarak Kebikeç Dergisi’ni ve Türkiye’de yayıncılığın ve okurluğun temel meseleleri, sermaye ile ilişkileri, yeni yayıncılık biçimleri üzerine önemli tespitler içeren bir sohbet gerçekleştirdik. Dizinin son ayağında ise Dizinin son ayağında ise sahaf ve Enderun Kitabevi sahibi İsmail Özdoğan* ile Enderun Kitabevi’nin kuruluş süreci, müdavimleri, sahhaflık ve yayıncılığın dünü ve bugününe dair zevkli bir sohbet gerçekleştirdik. İlerleyen sayfalarda yer alan metinler, yukarıda da işaret ettiğimiz üzere, yayıncılığımızın yakın tarihi, sektörleşememesinin arkasında yatan sosyal/siyasi faktörleri, etkilerini, siyasal kutuplaşmaları ve ideolojik kaygıların yayın dünyasına etkileri, kitap hikâyelerine dair önemli veriler içermektedir. Bu haliyle, henüz yeterince ele alınmamış bir mevzu olarak okur-yazarlık tarihimizin önemli bir boyutuna dair kaynaklık edebilirse elinizdeki kitapçık yerini bulmuş olacaktır. Yeni Notlar’da görüşmek dileği ile…
Türkiye Araştırmaları Merkezi
* Elinizdeki Notlar’ı baskıya göndereceğimiz esnada sahaf İsmail Özdoğan ağabeyin bir süredir muzdarib olduğu hastalıktan kurtulamayarak Sahibu’l-Kitab’a vasıl olduğu haberini aldık (5.9.2012). Hiçbir zaman eksik olmayan ekabir ve ulemadan misafir ve müdavimleri ile bir neslin yetişmesinde büyük payı olan suretâ küçük dükkanın banilerinden İsmail bey 6.9.2012 tarihinde Üsküdar Şakirîn Camii’nde öğlen namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Sahra-yı Cedit kabristanına defnedildi. Kendisine bir kez daha rahmet diliyoruz.
2024 Güz Programı
Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.
DETAYLI BİLGİ